Özel Hukukta Cumhuriyet Savcısının Görevleri

kitap3GİRİŞ
Cumhuriyet savcılarının asıl görevleri ceza hukuku ve ceza yargılama hukuku alanındadır. Gerek ülkemizde gerekse yabancı hukuklarda savcılık kurumuna duyulan ihtiyaç, temelde ceza yargılamasında kendini hissettirmiştir. Ancak başlangıçta suç işlendiğinde ihlâl edilen kamu yararını koruma amacıyla ihdas edilen bu kuruma, zamanla özel hukuka ilişkin kamu düzeninin önem taşıdığı hâllerde bir takım görevler verilmiştir. Bu şekilde Cumhuriyet savcılarına medenî usul hukukuna (hukuk davalarına) ilişkin istisnaî de olsa adlî görevler yüklenmiştir.
Cumhuriyet savcılarının özel hukuku ilgilendiren faaliyetleri sadece hukuk davaları ile sınırlı değildir. Adalet Bakanlığının taşra teşkilâtında görev yapmaları sebebiyle Cumhuriyet savcılarının aynı zamanda icra (ve iflâs) müdürlüklerini ve mahkeme veznelerini denetleme görevleri de vardır. Bu işlerin Cumhuriyet savcılarının özel hukuk alanındaki faaliyetlerinin bir bölümünü oluşturduğu geleneksel olarak kabul edilmekte ise de aslında bu görevlerin idare hukuku ile de çok yakın ilişkisi mevcuttur. Ancak konuyla daha çok medenî usul ve icra (ve iflâs) hukuku alanında çalışan hukukçular ilgilenmiş, idare hukukçuları bu mesele üzerinde özel olarak pek durmamışlardır. Biz de, denetim konusu olan işlemlerin özel hukukla ilgisi nedeniyle ve bu geleneksel eğilime uygun olarak, icra (ve iflâs) daireleriyle mahkeme veznelerinin denetimini inceledik.
Bu açıklamalarımızdan anlaşılacağı üzere Cumhuriyet savcılarının özel hukuk alanındaki faaliyetlerini; hukuk davalarına ilişkin görevleri, icra (iflâs) müdürlükleri ve mahkeme veznelerini denetleme görevleri olmak üzere ikiye ayırarak incelemek mümkündür.
Tez, hem kuramsal hem de uygulama boyutuyla ikili bir amaca sahiptir. Asıl faaliyetlerinin ceza hukuku ve ceza yargılama hukuku alanında olması nedeniyle Cumhuriyet savcılarının özel hukuk alanındaki görevleri üzerinde öğretide yeterli ölçüde durulmamıştır. Halbuki bu kamu görevlilerinin özel hukuk alanındaki çalışmalarının niteliğinin, amacının, tarihî gelişiminin, diğer medenî usul hukuku süjeleriyle olan ilişkilerinin gösterdiği özelliklerin, Cumhuriyet savcılarına verilen bu görevlerin temelinde yatan düşünsel ve bilimsel ilkelerin ayrıntılı bir şekilde ortaya konularak, bütünsel bir bakış açısıyla irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Kuramsal yönüyle çalışmada Cumhuriyet savcılarının özel hukuk alanındaki faaliyetlerinin bilimsel ve tarihî temelleri araştırılarak bir takım ilke ve sonuçlar çıkarılmasına çalışılmıştır.
Tezin uygulamaya yönelik boyutunda Cumhuriyet savcılarının özel hukuk alanındaki faaliyetleri pratik açıdan inceleme konusu yapılmıştır. İcra ve iflâs hukuku ile medenî hukuk alanındaki görevlerinin yanı sıra, bu kamu görevlisine bazı kanunlarla özel hukuk alanında verilen diğer görevler de araştırılmıştır. Bu araştırma yapılırken de tezin kuramsal boyutunun ortaya koyduğu ilke ve sonuçlardan faydalanılmış, uygulamaya yönelik sorunlara bu ilkeler ışığında bütünsel ve tutarlı öneriler getirilmeye çalışılmıştır. Yargı kararları, konuyla ilgili yönetmelikler irdelenerek hukuku uygulama konumunda olan kişilerin karşılaştıkları problemlere açıklık getrilmiş, mevzuatta yapılması gereken değişiklikler için de öneriler sunulmuştur. Bu şekilde tezin uygulamacılara da yararlı olması amaçlanmaktadır.
Öğretide bugüne kadar özel hukuk alanında Cumhuriyet savcılarının faaliyetleri ile ilgili olarak, genel kitapların bazı bölümlerinde ve az sayıda makalelerde açıklamalarda bulunulmuşsa da bilimsel ve bütünsel bir bakış açısıyla bu alanı inceleyen kapsamlı bir eserin bulunmayışı nedeniyle doktora tezinde bu konu seçilmiştir. Savcılığın özel hukukla ilgili görevlerini bütünüyle inceleyen bir eserin bulunmaması önemli bir eksikliktir. Yapılan çalışma, bu eksikliğin giderilmesi amacını da taşımaktadır.
Şu an yürürlükte bulunan hukuk sistemimizde Cumhuriyet savcılarının ceza yargılama hukuku ve ceza hukuku alanlarındaki görevlerinin yanı sıra icra ve iflâs hukuku, noterlik hukuku ve medenî hukuk alanında da görevleri vardır. Ayrıca özel hukuk sahasında, özel kanunlarla Cumhuriyet savcılarına bazı görevler de verilmiştir. Cumhuriyet savcılarının özel hukuk alanındaki çalışmalarına hâkim olan ilkeler ve bu alana müdahalelerini gerektiren tarihî gelişim ve ihtiyaçlar, ceza yargılama hukuku ve ceza hukukuna göre farklılıklar göstermektedir. Bu nedenle Cumhuriyet savcılarının özel hukuktaki görevlerinin ceza yargılama hukuku ve ceza hukukundaki görevlerinden ayrı bir bütünlüğü vardır.
Tezin amacına paralel olarak çalışmanın önemi özellikle iki noktada odaklaşmaktadır. Birincisi, her hukukî problemin çözümünde olduğu gibi Cumhuriyet savcılarının özel hukuk alanındaki görevleri ile ilgili hukukî problemlerin çözümü, ancak bu müessesenin kavramlarına ve ilkelerine hâkim olmakla sağlanabilir. Teorik temelden yoksun çözüm arayışları çelişkili sonuçlara ulaşılmasına neden olur. Bu nedenle tezde, Cumhuriyet savcılarının bu faaliyetlerinin dayandığı tarihî temeller ve teorik ilkeler saptanıp, kavramlar açıklanarak konuya bilimsel bir yaklaşım getirilmeye çalışılmıştır. Hem uygulamacılara hem de ileride konuyla ilgili incelemelerde bulunacak araştırmacılara bir bakış açısı sağlanması amaçlanmıştır. İkinci olarak, pratikte ortaya çıkan hukukî sorunların irdelenecek olması nedeniyle tez, uygulama açısından da önem taşımaktadır.
Tezin hazırlanması aşamasında 22.11.2001 tarih ve 4721 sayılı yeni Türk Medenî Kanunu kabul edilerek 1.1.2002’de yürürlüğe girmiştir. Medenî Kanundaki bu değişiklik, Cumhuriyet savcılarının görevleriyle ilgili yeni ve önemli hükümler getirmektedir. Ancak değiştirilen 743 sayılı Türk Medenî Kanununun maddî hükümleri de bir süre daha uygulanacaktır. Çünkü Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1’inci maddesinin ilk fıkrasına göre, “Türk Medenî Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların hukukî sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır.” Dolayısıyla tezde, hem 743 sayılı Medenî Kanunun hem de 4721 sayılı Medenî Kanunun dikkate alınması gerekmiştir. Bu değişiklik nedeniyle çalışmamızda öncelikli olarak 4721 sayılı Medenî Kanun esas alınarak açıklamalarda bulunulmuş, 743 sayılı Medenî Kanun ise gerekli hâllerde ve önemine göre, metin içinde veya dipnotlarda incelenmiştir.
Çalışma, girişi izleyen üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, Cumhuriyet savcılığına ilişkin genel bilgiler verilerek; bu kurumun tarihî gelişimi, hukukî niteliği, tanımı, terim sorunu ve teşkilât ile ilgili açıklamalarda bulunulmuştur. Bu bilgiler temelinde, Cumhuriyet savcılarının medenî usul hukuku ile ilgili görev ve yetkileri incelenerek medenî yargılamadaki işlevi, taraf sorunu ve diğer yargılama süjeleri ile ilişkileri üzerinde durulmuştur. Birinci bölümde varılan sonuçlar; ikinci ve üçüncü bölümde irdelenecek olan konulara çözüm önerileri getirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Özellikle Cumhuriyet savcısının taraf olduğu kabul edilerek hukuk davalarındaki görevlerinin bilimsel temeli oluşturulmuş, Cumhuriyet Başsavcılığının belirlenen hukukî niteliği çerçevesinde, görev tanımı daha tutarlı bir şekilde yapılabilmiştir.
Tezin ikinci bölümünde, Cumhuriyet savcısının görevli olduğu hukuk davaları ayrı ayrı açıklanmıştır. Sırasıyla; Medenî Kanun, Nüfus Kanunu, Ailenin Korunması Hakkında Kanun, Dernekler Kanunu, Sendikalar Kanunu incelenerek Cumhuriyet savcılarını ilgilendiren konular, birinci bölümde tespit edilen temel ilkeler çerçevesinde irdelenmiş, özellik gösteren konular üzerinde durulmuştur. Türk Vatandaşlık Kanununda Cumhuriyet savcısının görevinin bulunmadığı izah edilmiştir.
Üçüncü bölümde de Cumhuriyet savcısının mahkeme vezneleri ile icra ve iflâs dairelerindeki denetim yetkisi incelenmiştir. Cumhuriyet başsavcılıklarının Adalet Bakanlığının taşra teşkilâtını oluşturması nedeniyle bu önemli idarî görevleri konusunda açıklamalarda bulunulmuştur.
Tezin sonuç bölümünde ise çalışmadan çıkarılan ilke ve sonuçlar genel olarak değerlendirilmiş ve Cumhuriyet savcılarının hukuk davalarındaki görevlerine ilişkin olarak HUMK’taki boşluğun doldurulması amacıyla beş maddelik bir kanun tasarısı teklifi gerekçeleri ile birlikte hazırlanmıştır.